Sahin Pipo
Sahin Pipo hakkında nereden başlasam. Nasıl anlatsam bilmiyorum. Belirli yaşanmışlıklar var, belirli dinlenilen var. Amacım ne yüceltmek ne de yermek. Tamamen başımdan geçen olayları ve duyduklarımı hislerimi sizlere anlatmak. Neden böyle bir yazı yazıyorum onu açıklamak isterim öncelikle. Bildiğiniz gibi Aylar önce Abidin Dino’nun piposunun elime geçtiğini ve Şahin marka olduğunu açıklamıştım. O niyetle oturdum bilgisayarın başına. Sonra o konuyu kafamda toparlarken farkettim ki aslında daha çok Şahin ile ilgili yazacağım. O nedenle direkt Şahin Pipo ile ilgili bir yazı yazayım dedim bende. Şahin pipo 1980 yılında üç ortaklı (akraba) bir firma olarak yola koyulmuş. Hatta bana gelen bir rivayete göre zamanında şu anda bulundukları hanın çaycılığını yapıyorlarmış. Bunu yermek için değil aksine övmek için yazıyorum. Eğer bu rivayet doğruysa Çaycılıktan ülkemizde hiçte ciddi bir pazarı olmayan Pipo üretimine geçmek ve bunu bu zamana kadar başarabilmek gerçekten çok önemli ciddi bir iş. Çay olmasa bile olayda bunca ticaret konusu varken pipo üzerine gitmesi yine ayrı bir risk ve cesaret o nedenle ayrıca tebrik etmek gerekir. Her neyse üç ortaklı olarak yoluna başlayan firma 30 yılı aşkındır piyasada. Ve umuyorum ki daha nice 30 sene aramızda olurlar.
Şimdi gelelim asıl olayımıza. Şahin Pipo’nun 1980 – 1990 arası pipolarına denk gelen kişiler günümüz pipoları arasında dağlar kadar fark görürler. Ağaç kalitesinden tutun, boyama ve işleme kalitesine kadar. Bence 1980 – 1990 arası hatta 1986 yılı üretimleri çok acayip dehşetler. Ancak şu anda nedendir bilinmez belki Vauen ile yaptıkları ortaklıktan kaynaklı fabrikasyon üretimlerin yoğunluğu ya da o dönemde kullandıkları ağaçlar veya ustaların değişimi artık sebep ne ise artık aynı kalitede pipo ne yazık ki üretmiyor/üretemiyorlar. Sahiplerinin pipo kullanmaması nedeni ile pipo içiminde ne gibi sorunları olduğunu ancak bizler gibi kullanıcılar sayesinde öğreniyorlar. E bu da kişiden kişiye değiştiğinden dolayı somut bir sonuç yok. Kalite kategorlendirmesi yapılamıyor ne yazık ki. Belirli ayırımları var yok değil. Şöyle maddeleyebiliriz.
- Beyaz Yıldız
- Kırmızı Yıldız
- Sarı Yıldız
- Üç Yıldız
- Kuyruklu Yıldız
E peki şimdi soran olmaz mı “Benim Şahin marka bir pipom var. Ağaç kısmında 3 yıldız var. Sapında kuyruklu yıldız var” Hah işte zurnanın zırtlamaya başladığı yere geliyoruz. Ağızlıklarda farklı bir ayırım var. Mesela “Ş” logolu değişik renklerde ağızlıklar var yıldızların yanında. bu ağızlık ve ağaç neden birbirinden ayrıdır bununla alakalı bir yazı okumuştum yıllar önce ama inanın ne yazıyı bulabiliyorum ne de hatırlıyorum. Her ikisi içinde ayrı ayrı bir sınıflama var. Yani ne aldığınız aslında pek belli değil.
Özel serileri de var.
- Falcon Tipi Pipolar.
- Metal Filtreli Okuma pipoları
- 9mm Filtreli Okuma Pipoları
- 2 Filtreli Pipolar
- 3 Filtreli Pipolar
- Babadağ
- Erciyes
- Troy
ve unuttuğum varsa dahası da var. Peki hangisi kaliteli. Haaaa işte orada duracan arkadaş. Gelen kütüklerin o sene içinde ki kalitesi değiştiğinden o sene üretilen tüm pipoların kalitesi değişiyor. Ve her üretim aşamasında pipolar yeniden sınıflandırılıyor. Yani diyelim ki klasik kesim billard kesimli, 9 mm filtreli, düz, kahverengi bir pipo. Ölçüleri x olsun. 2010 yılında kuyruklu yıldız olabilirken 2013 yılında kırmızı olabiliyor. Belirli bir standart yok yani. İşte sorunların en büyüğü. Bazen 120 TL’lik kırmızı yıldız bir piponun 250 TL’lık bir kuyruklu yıldızdan daha kaliteli çıktığını biliyorum.
Şahin Pipo bakım ve tamirat işlerini de yapıyor. Bakın bu iyi birşey. Ağızlık kırıldı götür şahine ver 40 – 50 lira artık neyse (Fiyatı gerçekten bilmiyorum hiç yollamadım) Al yeni ağızlık. Peki tamamda gerçekten tamam mı? Bazen yorum kattıkları oluyor işe. Hani sen örnek götürmüşsün elindekinin aynısını istiyorsun bir bakıyorsun gelen farklı. Artık o anda ustanın güne nasıl başaldığı ile ilgili.
Bakın bu noktada bir anımı hemen anlatmam gerek. Gitti iki sene önce Şahinden briar blok alıyorum. İlk defa alıyorum Şahinden bu arada. Delinmemiş bloklara bakıyorum. Adını hatırlamıyorum şimdi birisi geldi. Sen beceremezsin bu delme işini yamuk delersin gel ben sana hazır delinmiş vereyim dedi. Gerçekten de şekli şemali fena olmayan iyi bir blok verdi. Aldık geldik. Neyse işledik yaptık ettik birşeyler. Duman yolundan temizleme çubuğunu soktum haa o da ne? Yamuk abi duman yolu. Çanağın sağ tarafına doğru gidiyor. Hemen götürdüm. Şekilini görünce bunu satar mısın bize diye de teklifte bulundular. (Eşim şahit) Yok dedim aga ama başka sorun var bu ne abi hani ben yamuk delerdim dedim. Adam elimden kaptı pipoyu bir ucundan ben tutuyorum çanaktan amca asılıyor. Sen ver bana bunu ben buna ikinci bir delik açarım şimdi twin bore olur dedi. Ahahaha dedim abi ne yaptım twin bore böyle birşey değil dedim. Neyse gülüşerek ayrıldık oradan.
İşte ortaya çıkan pipo buydu. Geçmiş zaman kipi kullanıyorum çünkü yapımında yardım kişi çanak kısmını biraz ince yaptığı için delindi pipo.Helal-i hoş olsun ne yapayım.
Şimdi böyle bir anımda varken ve daha 3-5 anı daha kazımışken hafızaya ben neden Şahin’e para vereyim arkadaş. Yapsınlar 1980’lerde yaptıkları gibi en azından o zamanlarda kalite pipoya denk gelme oranı yüksekmiş.
Daha önceden Vauen’e Pippo ve filtre üretiyorlardı. Şimdi Vauen marka pipoların tüm Türkiye’de satış haklarını almışlar. Helal olsun. Mesela Altın kutulu 9 mm Aktif karbon filtresi bir dönem on numaraydı. Şimdi kalınlaşmış galiba sıkı sıkı oturuyor ve nemlenince içeride şişiyormuş diye bir şeyler okumuştum geçen aylarda. (Yaşasın filtresizlik) Temizleme çubukları, filtreler ve pipo yapımı. Hiçte küçümsenecek işler değil aslında. Ancak üretim bandında biraz vizyon, briarların artık Mersin, Tekirdağ gibi bölgelerden değil Korsika, Yunanistan gibi yerlerden gelmesi, ürünlerinin sınıflandırmasında biraz özen, Boya ve iç karbon tabakasında belki malzeme değişikliği (karbon tabakası gerçekten akrilik boya gibi. Eğer karbon tabakası varken cake tutturmak istersen bazen kusacak gibi oluyorsun) bence süper olur. Akrilik ağızlıklara geçen sene geçmişler diye duydum on numara olmuş. Çünkü kullandıkları Ebonitlerin kalitesi düşük olduğundan çok kısa zamanda sararıp oksitleniyor hatta dil bile yakıyor. Akrilik isabetlli bir karar olmuş.
Neyse ilk defa bu kadar uzun bir yazı yazıyorum. Umarım neden Şahin pipo tavsiye etmediğimi sürekli olarak şans abi bak bakalım ne çıkacak dediğimi anlamışsınızdır. Şahin’in gerçekten efsane olduğu bir zaman dilimi var. Pipoların eczanelerde satıldığı (ki Beşiktaş’ta bir eczanede hala var) zamanlarda yani bundan 30 sene önce belki de yeni girilen bir piyasada ki şevkle ürettikleri zamanlara geri dönmelerini umut ediyorum. İyi ki varsınız. Alta halen kullandığım bazen bahsettiğim çok sevdiğim Şahin Pipo’mun ve elime geçen diğer pipoların resimleri var. Ha birde annemin zamanında kullandığı metal filtreli Churchwarden kesim bir bayan piposu resimleri var. (Artık bayan piposu da üretmiyorlar. Aramayın yani.) Bugün fırsatım olursa Abidin Dino’nun Şahin Piposu hakkında da yazımı yazıp bitirmeyi düşünüyorum. Artık kalksın şu yük omuzumdan.
Bir sonraki yazıda görüşene dek dumanınız bol olsun.